Karne Günü Psikolojisi
Bu aralar yetişkinlere sorulduğunda en çok kaygılanan konuların başında gelecek kaygısı ve ekonomik sıkıntılar geliyor. Bu gelecek kaygısının bir uzantısı da karneye yönelik gösterilen tavır olabiliyor. Karnedeki kötü notlar anne ve babalardaki gelecek kaygısını tetikliyor. Ve kendimizi karneden düşük not alan çocuğumuzun geleceği için kaygılanırken buluyoruz. Bununla birlikte birçok öğrenci de bizimle aynı gelecek kaygısı yaşadıkları, bunun yanı sıra ailelerin, öğretmenlerinin, arkadaşlarının onlara yönelik sevgi ve kabullerin alınan nota bağlı olduğunu hissederek kaygılanabiliyorlar.
Üstelik şu an ki eğitim sisteminde birçoğumuz okul dışında dershane, etüt merkezi, yabancı dil kursu gibi etkinliklerle desteklediğimiz çocuğumuzun eğitim hayatının olumlu etkisini de görmek istiyoruz. Bu etkiyi göremediğinizi düşündüğünüzde anne ve baba olarak kendimizi kandırılmış veya boş yere zaman harcamış gibi hissetmemizde mümkün. Aynı şekilde bu kadar zaman ve çaba harcamalarına rağmen ‘’yeterli’’ notu alamadığını düşünen çocukların kendilerine yönelik daha büyük hayal kırıklığı hissetmeleri de mümkün.
Karne notlarını değerlendirirken çocuğumuzun hayatta başarısını öngören tek faktörün şimdiki akademik başarısı olmadığını hatırlamakta fayda var. Çocuğumuz çalışma ve sorumluluk alma gibi önemli gelişim davranışlarının bir göstergesi olsa da tek göstergesi olmadığını da hatırlamak da ayrı bir önem taşıyor. Bununla birlikte çocukların yeterince çalışmalarınsa rağmen başarılı olamadıkları birçok durum söz konusu olabilir. Bazen de çocuk istese de ders çalışmakta güçlük çeker. Dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu, sosyal kaygı, akran zorbalığı, öğretmenin ve ya sizin nota vereceğiniz tepkiye yönelik kaygı, aile içi çatışmaların varlığı gibi sebepler çocuğunuzda erteleme davranışının yaşanmasına ya da ders çalışmanın gerçekleşmesine rağmen öğrenmenin gerçekleşmemesine sebep olabilir.
Bununla birlikte çocuklar ve gençler kendilerini ailelerin bakışları ile değerlendirirler. Bu yüzden sizin basit bir eleştiri, kızgınlıkla söylenmiş önemsiz bir söz olarak gördüğünüz benliğe dair herhangi bir yorum onun öz saygısını ve benlik algısını yarayabilir. Bu yüzden kötü not alındığından verilmesi gereken tepki çocuğun kendisine yönelik değil davranışına yönelik olmalıdır. Bununla birlikte dediğim gibi kötü notun pek çok sebebi olabilir. Tepki verilmeden evvel notun sebebi araştırılmalıdır. Kötü not alındığında ‘’Bu sene az çalıştın. Ve daha onradan işe yarabilecek şeyleri öğrenmedin. Bu senin ileride istediğin gibi bir hayat kurma ve yürütme şansını azalttı. Bir sonraki dönemde bunu telafi edebilme şansın var .‘’ gibi cümleler kullanılarak hangi davranışın eleştirildiği ve neden eleştirildiği çocuğa açıklanmalıdır. Aynı zamanda çocuğa bu hatadan bir telafisi olabileceği de unutturulmamalıdır. Çocuğa uygulanacak yaptırım sevginin veya ilginin azalması değil, fiziki cezalandırma gibi yıkıcı tepkilerin verilmesi değil
İyi not alındığında kişinin özsaygısı ve öz değerinin herhangi bir koşullun gerçekleşmesinin bağlanmamasının adına yine çocuktan öte davranışı övülmeli ve manevi olarak ödüllendirilmelidir. Çocuk yaptığı davranışın neden yapması gerektiği ve kendi iyiliği için olduğu açıklanmalıdır. ‘’Aferin, iyi bir öğrenci oldun ve yararlı birçok şey öğrendin. Bu sayede gelecekte kendi istediğin hayatı kurma ve yürütme yeteneğin arttı .’’ gibi ifadelerle pekiştirilmelidir. Çocuğa yönelik övgüler sadece iyi bir not aldığında ya da çalışma davranışı yaptığından değil günlük hayatta içerisinde de yapılmalıdır.
Klinik Psikolog Gözde Demir
Bir yanıt yazın